- kalabalık
- -ğı1́is. 人群, 一大群人; 一堆, 一大堆物́ : eşya \kalabalıkı 一大堆东西 Kalabalık içinde arkadaşını kaybetti. 他在人群中把朋友走丢了。Orada bir kalabalık var, acaba ne oluyor? 那儿围了一大群人, 出了什么事?Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa. 成́ 自己的事自己做, 休管他人论短长。2́s. 人多的, 拥挤的: \kalabalık bir aile 一大家子人, 大家庭 \kalabalık bir mağaza 顾客盈门的商店 Kadıncağız kalabalık aileye yemek yetiştirmek için bütün gün evin içinde dolap beygiri gibi dönüp duruyor. 可怜的女人, 为了给一大家子做饭, 成天到晚在家里忙得团团转。◇ \kalabalık ağızlı 胡言乱语的, 爱唠叨的, 碎嘴子 -de \kalabalık etmek 1) 胡乱堆放于, 碍手碍脚: Bu sandalyeler burada kalabalık ediyor. 这些椅子堆放在这儿很碍事。 2) 挤成一团, 聚成一群: Başımda kalabalık etmeyin, çekilin. 别都挤在我这儿, 走开!-de \kalabalık yapmak 1) 胡乱堆放于, 碍手碍脚: Çalışacaksan önüne bak, çalışmayacaksan burada kalabalık yapma. 你要干, 你就留点儿神, 你要是不干, 就别在这儿碍事! 2) 挤成一团, 聚成一群
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.